3 Kasım 2015 Salı

arınma

Kendimi an ve an münzevi hayata,
mandıra filozofu moduna yaklaşıyormuşum gibi hissediyorum..
sanki her geçen gün biraz daha uzaklaşıyorum modern dünyadan
eskiden sevdiğim, yapmaktan keyif aldığım şeylerle
bugünküler çok farklı
yaşlandım mı diyorum bazen kendime
yoo, hayır,
aksine farkındalığımın arttığı
kendimi daha iyi tanıdığım
çevremi çok daha iyi algıladığım bir dönemde-yaştayım belki.
yaşam sevincim her geçen gün bir ağacın kök salması gibi derinleşiyor..
her geçen gün daha çok keyif alıyorum sanki nefes almaktan..
ama daha farklı
daha derin..

öyle ki sanki hayatımdaki her şey küçüldü, daraldı
sanki gereksiz her şey kendi kendine teker teker geride kaldı ben yol alırken
bazılarını da ben adım adım geride bıraktım
evimle başladım mesela
eşya kalabalığını çıkardım hayatımdan
gereksiz yere tuttuğum, sakladığım her şeyi tek tek çıkardım evimden
gardolabımı düzenledim en baştan
yıllardır giymeyip yine de bir köşede tuttuğum her şeyi çıkardım dolaptan
mutfak dolapları bile nasiplendi bu arınmadan..
sonra sosyal medya profillerimi, telefon rehberimi temizledim bir anda
telefonumda her bir ismi tek tek düşündüm
iş için kayıtlı olanları tenzih ediyorum tabi ki ama
adı var kendi yok bir çok kişiyi sildim
kimisini de ne zamandır aramadığımı farkettim aradım..
bazı dostlukların zaman mekan ayrımı olmaksızın hep dost olduğunu gördüm
bazılarınınsa sadece ben onların istediklerini söylediğim, yaptığım kadar dost olduğunu..
üstelik artık bunlara üzülmediğimi gördüm..

temizlenme arınma zamanıydı bu geçen kısa zaman benim için..
ha bir de kendimi mutfağa verdim
en güzel terapi seansı benim için..
bu senenin turşuları, zeytinleri hazır..
bir de artık kendi peynirimi yapmaya başladım.
lor peyniri ama ricotta peyniri diyelim daha havalı olsun..
tarifi bir sonraki postta..

17 Eylül 2015 Perşembe

16 Eylül 2015 - I love my body! project

ekim yaklaştıkça ben de bikininin programında daha bir düzene giriyorum
daha bir sağlıklı yaşam ve fit olma yolunda ilerlliyorum
ve mutlu oluyorum
bugünkü kahvaltı yine bir I love my body! kahvaltı klasiğiydi
1 kayısı kıvamlı yumurta, 1 dilim uno light ekmek, peynir ve domates
belki de arada vücudu şaşırtmak için değişiklik yapmam gerek
ama insülin direncinden dolayı sabah ilk öğün olarak meyve yiyemiyorum
yesem de kendimi çok iyi hissetmiyorum, şeker dengem alt üst oluyor..
neyse böyle devam bakalım..
kahvaltıdan sonra sade şekersiz amerikano mu içtim tabi ki,
ayılmak lazım di mi ama..
ailemizde bir taze sözlü var
muhasebe sorumlumuz evleniyooooorr
o yüzden onunla birlikte nişan hazırlığı yapmak üzere tarihi kemeraltı çarşısına gittik dün
bu vesileyle de bolca yürüdük
bir sürü cici cici alışveriş yaptık
ve çıkmışken öğle yemeğini kemeraltında azcıda yedik
azcı tam bir esnaf lokantası mini mini bir yer
öğle yemeklerinde kapısının önünde kuyruk oluyor
velev ki dört kişi birlikte gittiniz
hepinizin aynı masaya oturması pek ihtimal dahilinde değil
hangi masadan kaç kişi kalktıysa böyle buyrun diye oturtuyorlar
ama yemekler öyle leziz ki
zaten yerken aldığın keyifle kimseyle konuşasın gelmiyor
bir de yemek sonrası öyle çay kahve içip tatlı yiyemiyorsunuz
hemen tabağınızı alıyoor,
başka bir isteğiniz var mı diye soruyor
ve yoksa masayı silip burada bir kişilik yer boşaldı diye bekleyen müşteriyi davet ediyor
sevgili satış müdürümüz Murat'ın yemeği henüz bitmediği için
ki kendisi gerçekten hatırı sayılır şekilde yer
masadan kalkıp ayakta beklememek için çok ilave yemek yemişliğim vardır..
dün diyetime uygun olarak tek tabakta bamya ve zeytinyağlı sarma yedim yoğurtla
sarma tabi ki pirinçten yapılmıştı ama yarım porsiyoncuk sarmada da pirincin lafı olmasın artık diyerek afiyet yedim..
çok da güzeldi..
yemekten sonra şirkete döndük
ve kemeraltında meşhur dibek kahvecisinden aldığımız türk kahvesini içtik
bu kez arkadaşlarım yaptığı için orta şekerliydi:((
akşam yemeğimi dün öğlen yemek üzere şirkete götürdüğüm
ama kemeraltında yediğim için yiyemediğim
domates soslu tam buğday makarna ve et ile 17:00'da yedim
çünkü sevgili sevgilinin seni çok özledim pıtırcıklarından akşam dışarı çıkmak isteyeceğini anladımmm
ve iş çıkışı koşa koşa eve gidip 19:00'da pilates yapmaya başladım
1 saatin sonunda bacaklarım zangır zangır titriyor,
gözümün önünden sarı karartılar geçiyordu
çok yoruldum!
çok da değdi doğrusu!
spor sonrası 15 dk. koşu bantının masaj aleti ile bel, basen ve bacak bölgeme masaj yaptım.
fransız ritüellerimi uyguladım ve
vestel mix&go da yoğurt, yulaf, az süt, keten tohumu, 1 dilim ananas ve yarım şeftali kendimce hazırladığım milkshakei kaslarım güçlensin diye hüüüüpletirken
koşa koşa dışarı çıkıp sevgili sevgili ile buluştum
tabi ki yine bir bostanlı klasiği olarak sultan köşkünde nargile içtik
benim bro'da her zamanki gibi geç olarak yanımıza teşrif etti
lakin özlemişim bromu da:)
yeni yeni hafta sonu kaçamakları planladık..
11:30^da eve döndüm ve kitabımı okuyarak uykuya daldım..

gün içinde 3 lt. limonlu suyumu içtim
8423 adım gösteriyordu telefonuma yeni eklediğim adımsayar programı
pilates yaparken squat-mekik-plank challengelarımı da yapmıştım..
e yine nefes egzersizlerim kalmış yapmadığım..
ama yine de iyi di mi?



16 Eylül 2015 Çarşamba

15 Eylül 2015 - I love my body! project

ooolaaaaaa
bugün I love my body! e en yakın günümdü
kahvaltımı klasik I love my body kahvaltısı olan
1kayısı kıvamlı yumurta, 1 dilim uno light ekmek, domates, peynir, yeşillik ile yaptım
kahvaltı sonrası sade şekersiz amerikanomu içtim
ara öğün niyetine şekersiz yeşil çayımı içtim
öğle yemeğinde bulgurlu ıspanak ve yoğurdumu yedim
sade türk kahvemi içtim
ara öğün olarak 1 yeşil elma, 5 çiğ badem, 5 çiğ fındık, 2 çiğ ceviz yedim
akşam yemeğinde, ki bu biraz fazlaydı,
2 küçük dilim üzeri cheddar peynirli et ile biraz domates soslu tam buğday makarna yedim

veee
ebru şallı ile pilates cd 1'in topsuz egzersizlerini yaptımmmmmm
ilave olarak kendim bir kaç hareket yaptım
plank mekik ve squat challengelarıma başladımmmmm
35 dk.da tempolu yürüdümmmmmm
spor sonrası yarım bardak yoğurt suyu içtimm
hemen ardından fransız bakım ritüellerimi yerine getirdim
papatça çayımı balkonda kitabımı okurken içtim
ve uyku yogamı yapıp kitabımı okumaya devam ederken 23:30 civarında uyuyakaldım

gün boyu 2 lt. limonlu su, sonrasında da 1 lt. kadar normal su içerek 3 lt. su hedefimi de tamamladım
yani nefes egzersizlerim hariç diğer tüm hedeflerimi, hepsini hedeflediğim kadar olmasa da yaptım
bugüne kadar programa bu kadar uyduğum hiççç olmamıştı
çok mutluyummm
üstelik daha eylüldeyiz

bu yaz benim yazım olacak!

15 Eylül 2015 Salı

14 Eylül 2015 - I love my body! project

I love food, drink and fun hafta sonundan sonra
bir klasik I love my body! kahvaltısı ile başbaşaydım bugün
1 kayısı kıvamlı yumurta, 1 uno light ekmek, domates, peynir, yeşillik
kahvaltıdan sonra yine bir klasik olarak sade şekersiz amerikanomu da içtim
tam yeşil çay içeyim diyordum ki
Sevgili Gülçin beni öğle yemeğine kaçırdı
1 porsiyon köfte, yoğurt ve az piyazla çok da sağlıklı olmayan bir öğle yemeğinin ardından
sade türk kahvemi içtim
ara öğünümü en azından sağlıklı yaparım derken
bu sıra hiç hayır diyemediğim çiğdem ile saat tam 17:00'da karşı karşıya geldim
ve tabi ki ara öğün niyetine 1 avuç çiğdem çittirdim
gün içinde bu kadar yaramazlık olunca
akşam yemeğini daha hafif geçirmek istedim ve
bir koca kase tarhana çorbası yanında bir tane zeytinli grassini yedim
saat 21:00'da 1 orta boy şeftali
üzerine 2 bardak papatya çayı içtim.

spor yapmadım.
adımsayarım çalışmıyor ama adım hedefim tutmamıştır.
Gözde ile birlikte olduğumuz için de uyumam gece saat 03:30'u buldu
ama arkadaşım olmasına rağmen geceyi bir büyüğe, biraz kırmızıya ya da %100 gold'a danışmadan
bitki çaylarımızla bitirdik.
bu da bir ilerleme değil mi?


Gözde'ye dair..

burası motivasyon alanı benim için
her gün yazdıkça her gün kendimi motive ediyorum aslında
artık bir motivasyon kaynağım daha var
programı teeeee ingilterelerden benimle birlikte uygulayacak arkadaşım, Gözde
Gözde'yle dostluğumuz üniversite yıllarından baki bize,
okulu uzatmama, mezun olma, erasmusa gitme sebebimdir kendisi
hayat uygun şartları oluşturmayıp bizi yakınlaştırmasaydı
ben daha çok gidip gelirdim o okulun yolların
ama biz Gözde'yle daha çok interrail yollarını aşındırdık birlikte.
öyle güzel, öyle gezgin anılarımız var ki
bazıları hala dün gibi gözümüzün önünde,
bazıları unutulmaya yüz tutmuş.

hayat üniversiteden sonra Gözde'yi şehir şehir, ülke ülke gezdirirken
beni bu ülkenin en güzel, en yaşanılası şehrine bıraktı.
yaşamlarımızın böyle farklı yerlere doğru yol alması
bir çok dostluğun aksine
bizim dostluğumuza daha çok değer, daha çok anlam, daha çok renk kattı.
insanlar aslında yanı başında olan insanlarla bile sığ paylaşımların ötesine geçemezken
bambaşka bir yerde, bambaşka bir yaşamda olan biriyle bu kadar derin paylaşımlarda bulunabilmesi
bizim dostluğumuzu başka herşeyden çok sürdürülebilir kıldı..
öyle ki; her fırsatın kıymetini bildik biz,
en ufak bir zaman dilimi bile bizim birlikte bir şeyler yapmamız için bir fırsattı bizim için.
ben Gözde'nin nişanına son dakikada yetişebildim mesela ama 10 dk. sonra biteceğini bilsem de orada olacaktım mutlaka..
20 gün içinde kocaman bir düğün yaptık hep birlikte,
üstelik uluslararası bir düğün..
mesai bitişinden mesai başlangıcına 12 saat mi var mesela
bizim için birbirimizi görmek için yeni bir fırsattı bu, 240 km. yol yapmamız gerekse bile.
işte dün öyle günlerden biriydi bizim için
Gözde, bugün İngiltere'ye dönmeden önce
yine bir fırsat kattık paylaşımlarımıza..
yine güldük, yine konuştuk bolca,
yeni planlar yaptık hayata dair, geleceğimize dair, hayallerimize dair
yeni anları yazdık hafızalarımıza,
yenilerini yazmak için de programlar yaptık en yakın zamanlara..
biliyorum en yakın zamanda yeniden kavuşacak yollarımız,
ve yine biliyorum bir sonraki kavuşmaya kadar biz hep birlikteyiz!

böyle kaprislerden uzak, egolardan uzak, bencillikten uzak
rengarenk, çok paylaşımlı dostlukların hep bizimle olması dileğiyle..


14 Eylül 2015 Pazartesi

11-12-13 Eylül 2015 - I love my body! project

yine bir hafta sonu
yine bir I love my body! değil
I love food, drink and fun zamanıydı
üstelik bu 2 günde kilo bile almışım.
tanrım ağlamak istiyorum!

cuma günü aslında her zamanki klasik kahvaltımla başlamıştım güne
1 kayısı kıvamı yumurta, 1 uno light ekmek, salatalık ve peynir
kahvaltı sonrasında sade şekersiz amerikanomu içmiş
üzerine yine şekersiz yeşil çayımı hüüüpletmiştim
öğlen yemeğinde bulgurla yaptığım ıspanak yemeğimi yemiş
üzerine sade türk kahve içmiş
ve sonrasında yine şekersiz bir yeşil çayı da unutmamıştım
akşam 17:00'da kendi mayaladığım bir minnak kase yoğurdun içine
ananas, taze badem, fındık ve ceviz doğrayıp ara öğün olarak yemiştim
buraya kadar herşey yolundaydı
ben sağlıklı yaşamı kendisine ilke edinmiş bir mutlucuk perisiydi

amaaaa işten çıktım ve yine bir yemek cadısına dönüştüm
akşam yemeğinde çoook sevgili dostlarla
izmir'de eeeen sevdiğim restoranlardan biri;
bostanlı boğaziçindeydik..
ekmek hiç ama hiç yemedim ama
4'müz bir büyüğünde büyüğüne danıştık ki
sormayın gitsin
çok az meze, bol salata ve yarım porsiyon lokum yedim ki
aslında büyüğü saymazsak oldukça da sağlıklı bir akşam yemeği diyebilirdik.
gecemiz tabi ki dumanlı bitti
gece yarısına kadar nargile fokurtularıyla sohbet ettik..
farkettik ki çooook sevgili dostlarla en son bayram tatiline yemek yemişiz,
arayı çok da açmışız
bir daha yapmayalım! en kötü günümüz böyle olsun!larla bitirdik geceyi

cumartesi çalışmıyordum
ve artık bu hafta denize gitmek istiyordum
ama lakin ev çok güzel geldi
zaten geç kalktık,
oooo bugün de tost partisi yapalım dedik
ve ben 1 uno light ekmekle yapılmış tostu kendim için
5 uno light ekmekle yapılmış tostu da sevgili sevgili için hazırladım..
tereyağında köy yumurtası pişirdim
yanına balkon bostanımdan topladığım fesleğenlerle
otlu ayran yaptım ki enfesti
e o kadar yiyince ya 40 adım ya 40 dakika dedik
ve 40 dakika yatmayı seçtik!
tembelliğimize film izleyerek devam ettik
saate bir baktık ki
oooooo akşama misafir var ve bizzz henüz hiçbir hazırlık yapmamışız
neyseki menüm kafamda hazırdı,
düdüklü de baharatlı biftek
domatesli tam buğday makarna
bolca salata
aslında bu menü de sağlıklı di mi
aahhh bu kadarıyla bitseydi
güzel dostlarla yemekten sonra hadi okey oynayalım dedik
cipsler çiğdemler ooo oooo ooooo
ben neredeyse koca bir paket çiğdem yedim ki
içimden ama bu light çiğdem yaaa nolacak diye bir lakayıtlıkla
üstelik bunca şeyi yalnız mı yedik sanıyorsunuz
4 kırmızı 4müze de kan kattı resmen
okeyde sevgili sevgilinin sayesinde nargile kazandıkkk
ama artık gece geç olduğu için bir başka gün için anlaştık
ben oturduğum yerde uyuyarak geceyi sonlandırdım

pazar görece daha sakindi
kahvaltımız yine tost partisi ve tereyağlı yumurta kıvamındaydı
fesleğenli ayrandan da yarım litre içtiğimi itiraf etmeliyim
kahvaltıyı geç yaptığımız için öğlen yine dünkü gibi birşey yemedik
akşam yemeğinde kendi mayaladığım yoğurdun içine
1 dilim ananas, yarım şeftalı, biraz yulaf, biraz da keten tohumu karıştırdım
ve aç olarak sofradan kalktım
yatmadan 1 bardak pasifloralı bitki çayı içtim
ve kitabımı okuyup o huzurlu uykuma gömüldüm.

pazartesi sabahına uyandım,
hadi bir tartılayım dedim
o da ne!
57,2!
ben bu programa başladığımda 56 kiloydum!
55,2 leri görmüştüm!
şimdi nasıl 57,2 olurum!
ben hiç 57'leri görmemiştim ki!
tanrım ağlamak istiyorum!

11 Eylül 2015 Cuma

10 Eylül 2015 - I love my body! project

bir klasik hafta içi kahvaltısı daha
1 kayısı kıvamlı yumurta, 1 dilim uno light ekmek, domates peynir
kahvaltı sonrası 1 fincan sade şekersiz amerikano, sonra 1 bardak şekersiz yeşil çay
öğle yemeğinde 1 kase hasta balık çorbası 1 kase ıspanak
öğle yemeği sonrası 1 fincan sade türk kahvesi, sonra 1 bardak şekersiz yeşil çay
öğle ile akşam arasında 3 çiğ ceviz, 8 çiğ badem, 8 çiğ fındık
akşam yemeğinde ise 1 tane uskumru, bolca salata, yarım kadeh büyük
e balığın tadı bir yudum bile olsa bir büyüğe danışılmadan çıkmaz ki..
yemekten sonra 1 fincan 15 farklı bitkiden yapılan sultan çayı..

gün boyu 3. lt limonlu alkali su
vitamin desteklerim;
balık yağı, b vitamini, cla
no yürüyüş, no pilates

yemek sonrasında arkadaşla buluşmaca,
nargile içmece tavla oynamaca sohbet etmece
ama en azından no %100 gold..

bugün cuma;
It's friday, I'm in love..

sevgiler


10 Eylül 2015 Perşembe

9 Eylül 2015 - I love my body! project

bir kahvaltı klasiği
1 kayısı kıvamlı yumurta, 1 dilim uno light emek, domates ve peynir
kahvaltı sonrası sade şekersiz amerikano
kahvaltı ile öğle yemeği arasında 1 şekersiz yeşil çay
öğle yemeği olarak zeytinyağlı bamya ve minik bir dilim kepek ekmek ve kendi mayaladığım yoğurt
öğle ile akşam yemeği arasında 3 çiğ ceviz, bir dilim domates, küçücük peynir
akşam yemeğinde hasta balık çorbası
ve akşam nargile eşliğinde şekersiz köşke özel 15 bitki ile yapılan sultan çayı.

bu nargile olmadı di mi?
haklısınız..

spor da yok
adım sayarım çalışmıyor.
nefes egzersizi yok.
uyku ok.

öptüm bye.

9 Eylül 2015 Çarşamba

8 Eylül 2015 - I love my body! project

aahhh ahhhh
hep bir yaramazlığım
hep bir kaçamağım oluyor
olmaması için işten sonra kendimi eve kapatmam gerek sanırım..
eve kapatmak da yetmez,
evde olduğum her anı sporla değerlendirmem gerek sanki
ama olmuyor
arkadaşlarım haydi peri bir şeyler yapalım dediğinde
ooo lalllll laaaaaa diye koşa koşa gidiyorum
çok seviyorum çünkü hepsini çok çook seviyorum
belki de kendimi eve hapsetmeyi değil
onlarlayken de programımın dışına çıkmamayı öğrenmem gerek
sağlıklı yaşamak kendini sosyal çevrenden izole etmek anlamına gelmemi sanırım değil mi
bikininin yemek baskıcıları ile başetme yolları diye bir yazısı olmalı,
dur o postu bir daha okuyayım ben
hoş kimsenin bana yemek ye baskısı da yok
benim önce evde kendimi frenlediğim gibi
dışarıda da frenlemeyi öğrenmem lazım

eveeet 8 eylül
sabah kahvaltısında yine 1 tane kayısı kıvamlı yumurta, 1 uno light ekmek ve domates yedim
kahvaltıdan hemen sonra 1 fincan sade şekersiz amerkano kahve içtim
öğle yemeğinde evden getirdiğim zeytinyağlı bamyayı yedim
öğle yemeğinin üzerine 1 tane sade türk kahvesi pek tabi..
bugün ara öğünü abarttım biraz
saat 17:00'da 3 tane çiğ ceviz, 3 tane çiğ fındık, 6 tane çiğ badem
veeee bir kase yoğurtla birlikte bir dilim ananas yedim
akşam yemeğim haftasonu pişirdiğim hasta balık çorbası idi,
içinde soğan, sarımsak, patates, ıspanak, tavuk olduğu için
ayrıca bir yemeğe ihtiyaç duymadım.
yemekten sonra koşu bandının masaj aleti ile
20 dk. boyunca belime, basenlerime ve bacaklarıma masaj uyguladım.

buraya kadar herşey iyi hoştu
gün boyu 3 lt. suyumu içmiştim
8 saatlik uykumu uyumuştum
beslenmem iyiydi
yani iyi bir eylül günüydü amaa

hemen ardından arkadaşlarımla buluştum
ooooo duman dedik hep birlikte nargileleri tüttürürken
nargilenin yanında 2 %100gold hüplettim
ve bir sürü ama abartısız bir sürü çiğdem çitledim
durduramadım kendimi
olmadı yine
çok kızıyorum böyle zamanlarda ama
oraya gidince de amaaan be bi daha mı gelicem dünyaya diyorum
bu haftadan itibaren birinci amacım
kendimi yoldan çıkarmamak olsun o zaman
elbette arkadaşlarla buluşacağız,
elbette yiyeceğiz, elbette içeceğiz ama
hafta içi hafta içi ne gerek var di mi

haydi mutlucuk perisi
yeni hedefin belli
go on!

8 Eylül 2015 Salı

7 Eylül 2015 - I love my body! project

hımmm
nasıl anlatsam bilemedim
bugün ne tam bir I love my body! günüydü
ne de ooo come on baby! lets have a fun! günüydü

sabah kahvaltısında yine 1 kayısı kıvamlı yumurta, 1 dilim uno light ekmek, peynir ve domates yedim
kahvaltı sonrası 1 bardak şekersiz sade amerikanomu içtim
öğle yemeğini evden getirmeyi unuttuğum için
şirkette de snitzel olduğu için
1 dilim kepek ekmeği üzerine az salça sürüp peynir koydum ve ısıttım,
mini pizza diye hayal edip afiyetle yedim
öğle yemeğinden sonra 1 sade türk kahvesi de güzel geldi tabi
ara öğün olarak 8 çiğ badem, 8 çiğ fındık, 3 çiğ cevizimi ve 1 yeşil çayımı içtim
akşam yemeğinde artık bitsin diye 3 tane etli bulgurlu biber dolması
arada dün pişirdiğim yemekleri kaldırırken bamya kaşığı sıyırdım:)
çorbayı küçük tencereye alırken bir kaşık tattım
yapmayaydım iyiydi tabi
ama irade hakim olamadım
yatmadan önce de 1 tane pasifloralı bitki çayı içtim

3 lt. limonlu alkali suyumu içtim
sassy su yapmaya çok üşeniyorum.
aslında yapmaya değil de sabah onu süzmeye desem daha doğru olur
ama hergün mutlaka 3 lt. limonlu alkali suyumu içiyorum,
işten çıktıktan sonra içtiklerimle toplamda bir 4 lt.yi buluyorumdur
kaç adım attım bilemiyorum
çünkü telefonumda kullandığım fitwell programı nedense adımları saymaz oldu.
başka program tavsiyesi olan var mı?
gerçi en iyisi üzerimde adımsayar taşımak ama
onu nereden bulabilirim ki?
dün ev işleri ile ilgilendiğim için yürüyüş ya da pilates yapmadım.
challengelera hala başlamadım.
ama en az 7 saat, ki dün 8 saat, uyumaya dikkat ediyorum.

çok da kötü değil, di mi?
en azından sağlıklı besleniyorum
eylül de böyle geçivercek tahmin ettiğim gibi
ama bak ekim,
sana inancım çok büyük
beni hayal kırıklığına uğratma e mi?!


7 Eylül 2015 Pazartesi

Zeytinyağlı Bamya

sümüklü yemek diye tabir edilen bamya genelde sevilmez
oysa aslında pişirmesi çok basit ve gerçekten güzel pişirilirse çok lezzetli bir sebze bamya
ben de çok severim
evimin kışlık hazırlıklarından biridir
ananem annemin benim ısrarlarımla en minnaklarından aldığı bamyaları şoklar
küçük küçük porsiyonlara ayırarak gönderir bana
ben canım çektikçe pişiririm
ama bugün mevsimindeyken kendi aldığım ve temizlediğim bamyaları pişirdim
ne kadar zormuş bamya ayıklamak
hele annanemin kızım bunlar çok küçük isyanlarının bir sebebi varmış
pamuğum incik incik onları ayıkladığı her yıl yapar bana paket paket
aaahhh çok özledim şimdi ananemi..
o güzel pamuk saçlarıyla, yumuş elleriyle bir güzel sever ki bizleri
dokunuşu, öpüşü, sarılışı, duası şifa olur bizlere..
neyse o bir başka postun konusu olsun..

sevilmemesine rağmen çok da faydalıymış bamya,
içinde çeşit çeşit vitamin ve mineral varmış,
sindirim sistemini koruyormuş,
diyabetin önlenmesine yardımcıymış (oooo http://mutlucukperisi.blogspot.com.tr/2015/08/yol-arkadasm-insulin-direnci.html duy bakalım sen de)
kolestrol seviyesini dengelermiş
göz, saç ve cilt bakımı için sağlık deposuymuş
antioksidan özelliğiyle kanserin düşmanıymış
bol miktarda folat içerdiği için gebeliğe yardımcıymış
yüksek lif içeriği ile kilo vermeye destekmiş...

oo sümüklü diye sevmediğiniz bu güzel sebze daha napsın sizin için di miii
haydi tarife geçelim

ben yukarıda da söylediğim gibi en küçüklerini seviyorum
o yüzden ayıklaması oldukça zor oluyor
ama siz siz olun internetteki kalemtraş ile bamya ayıklamaya inanmayın
ben 4 farklı kalemtraş ile denedim olmuyor
hatta deneyip yapabilen varsa nolur bi de bana anlatıversin nasıl oluyor..

500 gr. bamya en minnaklardan
1 soğan
2 domates (mevsimi değilse kışlık domates kavanozlarımdan kullanıyorum)
yarım yemek kaşığı domates salçası
yarım yemek kaşığı biber salçası
2 limon
zeytinyağı
tuz karabiber

zeytinyağını kızdırıp yemeklik doğradığım soğanları kavuruyorum, soğanlar pembeleştiğinde tencereye salçaları ekleyip kavurmaya devam ediyorum. salça kokusunu attığında domatesleri ekliyorum ve güzelce hepsini kavuruyorum. yıkanmış ayıklanmış bamyaları ekleyip üzerini geçicek kadar sıcak su ve 2 limonun suyunu ekliyorum. bamyalar tencereye girdikten sonra mümkün olduğunca az kaşık kullanıyorum. kaşıkla karıştırmak yerine hafif hafif tencereyi sallayarak karıştırıyorum yemeği. ne kadar kaşık değerse; hele ki metal kaşık hiç kullanmamak gerek, o kadar jelimsi kıvamda olur bamyanız.. bir diğer püf noktası da tabi ki limon.. limon bamyanın jelimsi hale gelmesini engelliyor, keza ben ekşi tadı da çok sevdiğim için 2 ve hatta bazen 3 limonla yapıyorum. siz damak tadınıza göre 1 limonda kullanabilirsiniz. sıcak su ve limonu da ekledikten sonra tuz ve karabiberini de ekleyip kapağını kapatıp tencerenin altını kısıp yavaş yavaş pişiriyoruz..
ben oda sıcaklığında servis edilmesini seviyorum.. Bu nedenle hemen pişirdiğim gün de yemiyorum zeytinyağlı yemekleri, biraz dinlendirip ertesi gün afiyetle yiyorum. Resim tam da bu sebeple tencerede üzerinde dumanı tüterken, tencereli resim sevmediğim için bamyadan bir kesit paylaşıyorum sizinle, şimdilik..



afiyet olsun..




5-6 Eylül 2015 - I love my body! project

Eveet geldik cumartesi pazara..
hafta içi neyse de hafta sonu kendimi frenlemek ciddi anlamda zor
nasıl mı geçti?
cumartesi sabahı yine kayısı kıvamlı yumurta, peynir ve 1 dilim uno light ekmek ile kahvaltımı ofiste yaptım.
burası hoş tabi
öğle yemeğinde yine 2 tane etli bulgurlu biber dolması yedim
o kadar çok yapmışım ki tek kişilik aileme yemeği
ye ye bitiremedim dolmaları
hala var 3 adet buzdolabında
öğlen ile akşam yemeği arasında 1 tane ayran içtim
buraya kadar da hoş değil mi
ama akşam yemeği
tam da gün batımında
sevgili ile bostanlı deniz kentteydi
eh bir büyüğe danıştık tabi gün batımını
çok az atom, çok az köpeoğlu,
1 dilim kepek ekmeği ve bolca salata yedim
ve tabi bir de balık
o bir büyüğe danışmalar olmayaydı,
aslında oldukça sağlıklıydı akşam yemeğim
tabi gün bitmedi
hafta sonu ne demekti?
bir büyük en çok neyi tetiklerdi?
tabi ki duman arzusunu
gecemiz günün ikinci nargilesi olarak köşkte devam etti
hava çok güzeldi
sevgiliyle dumanlı sohbet çok da güzel
doyamadık gecenin güzelliğine
nasılsa yarın pazar dedik ve
açtık bir korku filmi eve dönünce
e film öyle boş boş izlenmez tabi
aldık %100 goldlarımızı
ooooh misss
derken ben 2. %100 goldumu içip uyuyakaldım tv karşısında

böylece başladı pazar sabahımız
fazla yemeyelim dedik
ki bizim pazar kahvaltılarımız
şekeri olmayan insanın şekerini fırlatan cinstendir
sadece menemen yaptık,
ben 2 dilim uno light ekmek ile peynir yedim yanında
görece kötü bir kahvaltı sayılmaz
ki bu günün arada yediğim çiğdem hariç
ilk ve son öğünüydü
çok sağlıksız biliyorum
ama işte hafta sonları kendimi o düzene uyduramıyorum

0 spor, çok az yürüyüş, azcıcık su ile bitti bu haftasonu

şimdi pazartesi..
haydi bakalım
I love my body! project

5 Eylül 2015 Cumartesi

Hasta Balık Çorbası - Şehriyeli Tavuk Çorbası

kış aylarının en sevdiğim yemeğidir çorbalar
mevsimin soğuğuna rağmen içimi ısıtır
havanın karanlığına inat renk katar gününe
tatsız kış günlerine lezzet katar çorbalar

henüz kış gelmedi ama
birazcık kırgınlık var bu ara üzerimde
boğazım birazcık ağrır gibi
bu minicik ağrıcık hemen vesile oldu çok özlediğim çorbaya
her hastalığımda başvurduğum şifa çorbam benim
benim için hasta balık çorbası,
nam-ı diğer şehriyeli tavuk çorba

2 parça tavuk baget ya da 1 parça tavuk but
esasen kemikli bir tavuk eti
köy tavuğu bulabilirseniz makbul olanı tabi
ama bulamazsak da seri üretim büyük firmalara güvenmekten başka çaremiz yok tabi
1 patates
1 soğan
4-5 baş sarmısak
yeşil sebzeler (ıspanak, pazı, kereviz yaprağı vs.)
1 kahve fincanı tel şehriye (ah bunun da beyaz unlu olmayan bir alternatifini bulsam)
1 domates
yarım kaşık domates salçası
yarım yemek kaşığı biber salçası
2 limon
maydonoz













tavukları bolca suyun içinde patates, soğan sarmısak ve yeşil sebzeler ile 1-2 saat haşlıyorum.
tavuklar tüm vitaminini suya bırakıp iyice haşlandığında suyun içinde alıyorum ve bir kenarda soğumaya bırakıyorum.
şifa dolu olan tavuk ve sebze suyunu ise eğer kereviz yaprağı kullandıysam onu çıkartıp diğer tüm sebzelerle birlikte blenderdan geçiriyorum.
ayrı bir kapta salçayı sıcak su ile açıp pürüzsüz olana kadar çırpıyorum ve rendelediğim domatesle birlikte tavuk suyuna karıştırıyorum.
çorbayı bir kez daha blenderda geçirip hiç topaklanma kalmadığından emin olduktan sonra altını kısıyorum ve soğuması için bir kenara ayırdığım tavukların etini didip çorbanın içine atıyorum, son olarak 1 kahve fincanı tel şehriye ile 2 limonun suyunu sıkıp tencerenin kapağını kapatıyorum ve şehriyeler iyice pişip balık misali çorbanın içinde gezinene kadar pişiriyorum.
çorbanın altını kapattıktan sonra minik minik kıydığım maydonozları, çorbanın tuzunu ve bolca değirmen karabiberi de tencereye ekliyor ve ağzını kapatıp biraz bekletiyorum.
şifa dolu çorbamız hazır.
bana hastayken limon ve karabiber çok iyi geldiği için ben çok bol kullanıyorum.
siz kendi damak zevkinize göre miktarı değiştirebilirsiniz.

ben tel şehriye yerine tam buğday ve kepekli bir alternatif bulamadığım için 1 kahve fincanı da olsa beyaz unlu tel şehriye kullanıyorum.
eğer ki sizin bana alternatif olarak önerebileceğiniz bir şey varsa
çok çok çok çok mutlu olurum.

kışa adım adım yaklaştığımız şu günlerde şifa olsun hepimize..

4 Eylül 2015 - I love my body! project

hafta sonlarına iradem yok
yine bir cuma
ve ben yine çok çok uzağındayım programımın.
oysa çok da güzel başlamıştı,
1 kayısı yumurta, 1 dilim kepek ekmek ve bolca domates salatalık yeşillikle
çok güzel bir kahvaltı yapmıştım.
ara öğün olarak 1 şeftali yemiş
öğle yemeğinde 2 tane bulgurlu biber dolması yemiştim
ve hatta vitamin desteklerimi almış
ikinci ara öğün olarak 8 çiğ badem, 8 çiğ fındık ve 3 çiğ cevizimi yemiştim
3 lt. limonlu alkali suyumu bile içmiştim
5000 adımımı daha ofisten çıkmadan tamamlamıştım.

sonra ofisten çıktım ve içimdeki canavar ortaya çıktı
akşam yemeğinde manisa kebabı  yedim,
ama pidelerinden sadece 4 mini parça o kadar
köfteleri bitirdim,
o pideleri yemesem ve kebap çok yağlı soslu olmasa belki bir nebze idare ederdi
ama sonra naptım
kendimi bostanlı sahilde çimlerin üzerine bıraktım
güzel dostlarla %100 gold ve çiğdemlerimizle İzmir'in tadını çıkarttık
sonra kalktık ve pek tabi bit tabi nargile içmeye gittik
bu hafta içi sadece 1 kez nargile içtiğim için
içimde nargile ile ilgili bir pişmanlık yok
keşke hep sadece hafta sonları içsem
ama nargile ile de %100 golda ve çiğdemlere devam ettik
gece yarısına kadar sohbet ettik
oysa benim sabah kalkıp yine ofise gelmem gerekiyordu.

bu yazıyı bu cumartesi günü ofiste
bir cuma pişmanlığıyla yazıyorum sevgili okuyucu arkadaşım
bir cuma gününü daha 4 %100 gold ve binlerce çiğdemle bitirdik
1 saat yürüyüşümü yapmadım,
zaten challengeler, pilates ve nefes egzersizlerini henüz programıma katmayı başaramamıştım.
yani 9 maddelik programımda yalnızca 2 gerçekleşen ile bu günü bitirdim.
hiç yakışmadı sana mutlucuk perisi!

4 Eylül 2015 Cuma

3 Eylül 2015 - I love my body! project

Dün tam tamına olmasada
son derece başarılı bir I love my body! günüydü
kahvaltımı zaten dünkü postta yazmıştım.
öğlen yemeği olarak bir porsiyon acılı et yemeği, salata ve yoğurt yedim
(eh acı da metabolizmayı hızlandırırmış ya)
öğle yemeğinden sonra 1 sadece türk kahvesi
akşama doğru da 1 şekersiz yeşil çay içtim
saat 17:00'da ara öğün olarak
8 çiğ badem, 8 çiğ fındık, 3 de çiğ ceviz yedim
akşam yemeğinde ki çok da geçe kalmadan saat 19:00'da
2 tane bulgurlu etli biber dolması ile yoğurt yedim
akşam yemeği sonrasında 1,5 saat ev işleri ile oyalanıp hareket halinde oldum
ve sonrasında taaam 1 saat koşu başında internal şeklinde egzersizimi yaptım
bikininin tavsiye ettiği fransız kişisel bakım ritüellerimi uyguladım
1 bardak şekersiz pasifloralı bitki çayımı içtim.
keza gün içinde 4lt. kadar da limonlu suyumu içmiştim
45 dk. kadar kitabımı okudum
ve 23:00'da uykuya daldım..


nefes egzersizlerimi unuttum
erken yatıp sabah kalkıp pilates yapmayı planlamıştım
ama bu sabaha çok büyük bir başarısızlıkla başlayıp uyanamadım.
telefonumdaki adımsayar 4577 adım olarak gösteriyor
ama akşam yemeği sonrasında ev işleri ile uğraş halindeyken
5000 günlük spor harici adım hedefimi de tamamlamışımdır.
plank-squat-mekik challenge lara zaten hiç başlayamadım henüz..















11 maddede 6 gerçekleşen, 5 gerçekleşmeyen var
hadi kendimi iyi hissetmek için bir de şöyle düşüneyim
plank-squat-mekik chalengeleri
challenge olarak tek madde olarak değerlendirirsem
9 maddede 6 gerçekleşen, 3 gerçekleşmeyen var diyebiliriz
3te 2 başarılıyım yani..
oleeeyyyyyyyyyy

haydi mutlucuk perisi
olacak bu iş
daha yaza çok var ama
bu yaz hepsinden farklı olacak


3 Eylül 2015 Perşembe

şimdi tekrar başa alalım

pek tabi o mangal partisinde %100 goldlar havada uçuştu.
ama pembe uykularda olacaktı
12:00'da o güzel terasta dolunaydan kalmış bir ayı hayranlıkla izlerken uyuyakaldım çünkü
çok güzeldi, çok huzurluydu,
ama huysuz bir dönence geldi ve o güzel uykumu yerle bir etti
üzerimde dönencenin huzursuzluğu, uykusuzluk ve %100 goldların ağırlığıyla geldim işe
bir de iş yerinde misafir ağırlamaca vardı gündemimizde
eh yer İzmir olunca misafir ağırlamalar hep bir güzel denize karşı bir büyüğe danışmayla oluyor tabi
sigara hiç kullanmadım ben, denemedim bile
ama ahh o mis kokulu nargile yok mu
nasıl güzel nasıl güzel nasıl güzel
o bir büyük de nasıl tetikliyor nargile isteğini anlatamam
hafta içi nargile içmemeye çalışsam da
o bir büyüğe danışılan gecelerde o isteği durdurmak mümkün olamıyor ne yazık ki
evet bu gecenin sonuna da yine bir nargile dumanıyla sonlandı.
cila niyetine nargile yanına %100 gold ve çıtır çıtır çitlemek çiğdem

plank?
o da ne?!
challence?
ney, çiğdem mi demek istedin?
moduydu yani tam olarak.

o yüzden şimdi başa alıyoruz.
eylül bir ekim olmayacak baştan biliyordum,
ama bir ağustos da olmamalı sonuçta.
sil baştan tekrar.

bugün kahvaltımı kayısı kıvamlı bir köyde gezen tavuk yumurtası, peynir ve domates ile yaptım.
Omega 3 ve B vitamini desteklerimi içtim.
öğle yemeğini normalde evden getiriyorum ama bugün ne yazık ki mümkün olmadı
ama olabildiğine sağlıklı bir öğün tercih edeceğim, kararlıyım!
akşam yemeği de bulgurlu pişirdiğim 2 adet biber dolması ve yoğurt
tüm öğünlerimle birlikte CLA desteğimi alıp
yemekten bir saat sonra L-Carnitine desteğimle birlikte tam 1 saat tempolu koşu yapacağım.
plank challenge bugün yeniden başlıyor
20 sn. yarım plank - ilk gün
e biraz da twister'da dön dön dönemeç oynayalım
duşumu alıp pasifloralı bitki çayımı da içtim miydi
10 numara 5 yıldız bir I love my body! günü olur.
unutmayım da nefes egzersizlerimi de yapayım..

haydi siz de bugün yeniden başlayın..
şimdi tekrar başa alıyoruz;
veee
START!

1 Eylül 2015 Salı

I love my body! project - plank challenge

motivasyon kaynağım bikininin instagramına bir baktım kiii
plank challenge başlamış
hemeen ben de yaptım











ama ilk challenge mı yarım plank olarak yapıyorum
ikinci 30 günlük süreçte tam challenge yapacağım
haydi bakalım
eylül ağustos gibi mi olur demiştim
daha ilk günden 1 saat yürüyüş
plank challenge
güzel bir kahvaltı
alkali suya devam
hazır böyle güzel başladık nefes egzersizlerimi de yapayım bari














akşam sevgili kuzenimin yeni evinde hayırlı olsun mangalımız var
%100 goldların havada uçuşacağı kesin
pembe uykulardan çok
horultulu uykular olacak bu akşam belli
ama olsun bardağın dolu tarafı daha güzel görünmüyor mu?

Bikini Programı vs Mutlucuk Perisi

kabul ediyorum
ağustosta bikini programına başlamak
benim gibi ooo yaz gelmiş haydi denize 
hooop hüplet bakalım bir %100 gold
hoooop tekrar denize
akşam olmuş, yıldızlar ışıldıyor,
haydi danışalım bir büyüğe
balkon sefasını balkon bostanından topladığım fesleğenlerle yaptığım makarnayla taçlandırmak lazım
eee bu taca en çok kırmızı yakışır
diye yaşayan biri için oldukça zordu.

ve pek tabi olmadı.
ama zerre pişman değilim
çünkü yaz zaten bitiyor,
önümüzde koca karanlık bir kış var
yıldızları sereserpe izleyemeyeceğimiz
denize yalnızca uzaktan bakacağımız
balkona çiçekleri sulamak için titreye titreye çıkacağımız bir kışa gebe şu günler..
o yüzden pişman değilim yazın son ışıltılarını böyle geçirdiğim için..

üstelik tamamen sağlıksız da geçirmedim şu günleri
her gün en az 3 lt limonlu alkali suyumu içtim mesela
yemek düzenimi çok çok nadir bozdum
hiç olmazsa haftada 2 gün yürüyüşümü yaptım mutlaka
pilates, uyku yogası hak getire ama
mümkün olduğunca erken yatıp erken kalkmaya çalıştım
çok da kötü geçmedi yani ağustos
eylül için de söz veremiyorum
yine bir ağustos misali geçer gider
ne de olsa bayram var
amaa bekle beni ekim
vee bekle bizi yaz 2016:)

12 Ağustos 2015 Çarşamba

Etli bulgurlu yaprak sarması

hayatımdan pirinci, beyaz unu vs. çıkardım diyince,
bulgurlu bir yemek tarifi ile örneklendireyim dedim..
yaprak sarmasını sevmeyen var mıdır bilmiyorum ama
ben yemesinin yanında yapmasını da çok seviyorum.
bir güzel kırmızı'yı yanıma alıp
güzel bir film açıp
pıtır pıtır kıvır kıvır yaprak sarmak keyifli geliyor.
zeytinyağlısı mı,
etlisi mi
ikisi de..
halbuki, etlisini sevdiğim yemeği zeytinyağlı,
zeytinyağlısını sevdiğimin de etlisini hiç sevmem ama
yaprak sarması bir istisna..

gelelim tarife,
bugün etlisinin tarifini paylaşmak istedim..

artık satır kıyma yapan kasaplar çok az kaldı,
ama benim kasabım sağolsun hiç kırmaz beni

350 gr. dana, 150 gr. kuzu etinden satır kıyma
yarım kilo kadar yaprak,
ben eksik gelirse ilave ediyorum, fazla gelirse üstünü kapatıyorum
1 buçuk su bardağı pilavlık bulgur,
1 orta boy soğan (isteğe bağlı, bazen soğansız yapıyorum, o da çok güzel oluyor)
1 demet dere otu
1 demet taze nane
1/2 demet maydonoz,
2 yemek kaşığı domates biber salça karışımı
isteğe göre baharat

yaprak konusunda şanslıyız,
ne de olsa Ege'de yaşıyoruz,
üstelik yengem B'nin ailesi Akhisar'da
teyzem F.'nin ailesi de Alaşehir de yaşıyor
sağolsunlar sevdiğimi de bildiklerinden
hep en tazesini, en incesini, en düzgün biçimlisini bana ayırırlar
yenge B.den gelenler buzlukta saklanacak şekilde gelir,
teyze F. kola şişelerini minnak minnak doldurup gönderir.
ikisininki de çok tuzlu olmadığı için ben tuzundan arıtcak bir yöntem kullanmıyorum
ama siz salamura yapraktan yapacaksınız,
mutlaka bir kaç saat sık sık suyunu değiştirerek yıkayın yaprakları.
kaynamış suya yaprakları 5'er-6'şar atıyorum,
bir kaç saniye bekleyip sudan çıkarıyorum,
yaprakların hazırlık süreci bu kadar.

öncelikle sarmayı pişireceğim tencereye zeytinyağı koyup salça karışımını kavuruyorum,
soğanı ve yeşillikleri yemeklik doğrayıp
büyük bir kapta karıştırdığım kıyma ve bulgura ilave ediyorum,
üzerine kavrulup soğumaya yüz tutmuş salçayı ve baharatları ekleyip biraz yoğuruyorum.
iç malzememiz de hazır.

herşey hazır olunca geçiyorum salona,
takip ettiğim dizi varsa dizi
yoksa digiturk portaldan bir film açıyorum,
artık moduma göre
bir kırmızıyla mı renklendiririm geceyi,
yoksa %100 gold la mı değişiyor.
oturuyorum televizyonun karşısına,
önümde bir koca kap sarma içi,
çıtırcık çıtırcık yapraklar sarıyorum da sarıyorum..
ama sararken de saplantılıyım,
her biri aynı boyda olmalı,
içi yaprağın içine koydukça parmak hesabı ölçüyorum,
4 parmağım benim kendi ölçüm,
hepsi bir fiil nizami.




hepsini sardıktan sonra,
salçayı kavurduğum tencerenin dibine,
kalan ya da kopan ya da şekilsiz ya da kalın yaprakları koyuyorum,
ama yaprağın bir kısmıyla önce tencere dibindeki salçalı yağı sıyırıyorum,
yaprakların bir kısmını serip üzerine de yağlı yaprakları sıralıyorum,
üzerine hepsi eşit şekilde pişebilsin diye yaprakları dikey olarak diziyorum.
amaaan dikkat,
sakın ha yakmayalım,
çünkü böyle dizince yaprakların sadece alt sırasındakiler değil hepsi yanıp ziyan oluyor
üzerine ben işimi güvenceye alıp 2 bardak sıcak su koyuyorum,
yarım dilimi minik minik doğrayıp tencereye atıyorum,
biraz zeytinyağı gezdiriyorum ve
kalan ya da kopan ya da şekilsiz ya da kalın yaprakların
geri kalanını yaprakların üzerine kapatıp pişiriyorum.
pişme süresi yaprağa göre değiştiği için bir zaman dilimi veremem,
ben deneye deneye piştiğine karar verince altını kapatıyorum..

haydi bir de siz deneyin,
bakalım bulgurlu yaprak sarmasını beğenecek misiniz?

yol arkadaşım insülin direnci

yemek yapmak meditasyon kaynağı benim için,
yemek sanatı ise en büyük hobim.
bayılırım süslü süslü sunumlara,
farklı leziz lezzetlere.
hele ki karbonhidrata,
genlerinde kayseri olan biri olarak mantılara böreklere hayır diyebilen biri değilim-DİM.
bu yemek aşkım yüzünden;
nice çok kravatlı, bol yüksek ökçeli sofralarda baygınlıklar mı geçirmedim
insülin dirençlerine mi gelmedim,
kutu kutu ilaçlar kullanmak zorunda mı kalmadım,
hiç sormayın.

sonra baktım an be an vücuduma zarar veriyorum,
açtım google amcayı bir güzel gooogleadım.
neymiş bakalım bu hain insülin direnci, sonra neler olurmuş okudum.
okudukça rahatladım, aslında dikkat edersem dünyanın en sağlıklı yaşamı benim olurmuş, anladım.
okumak yetmez tabi bir de günlük yaşama uyarlamak var.

evdeki tüm pirinçleri, beyaz unu, makarnaları, şekerleri topladım
hoooop anneye gönderdim,
gittim onların yerini bulgurla, kinooyla, tam buğday makarnayla doldurdum.
karbonhidratı tamamen çıkarmadım hayatımdan ama sağlıklı karbonhidratlarla sınırladım.
köfte makarna menüsü köfte salata olarak değişti mesela,
hiç mi makarna yemedim?
hayır, iki haftada bir, o da tam buğdayından,
hatta annem üşenmedi, tam buğdaydan ev makarnası bile yaptırdı bana..
mantı mı çekti canım,
hooop ipek hanımın çiftliğinden tam buğdaylı mantımı da yiyorum.

çorbalarımın içeriklerini değiştirdim,
unla yaptığı çorbaları mümkünse az patates
o da olmuyorsa tam buğday ya da çavdar unuyla yaptım,
rengi değişti elbet biraz ama farklı bir tatla gayet de güzel oldu

pirinci tamamen çıkardım hayatımdan,
o ne hain bişi o öyle,
hemen yerine bulgur koydum,
yaprak sarması, ıspanak-semiz yemekleri,
pirinç giren bir çok yemeği bulgurla yapıyorum artık,
yayla çorbasını ise tam buğdaydan mini hamur parçaları ile..

gece yarısı yemelerini kestim,
çok mu acıktım,
bir bardak tarçınlı süt içiyorum.
tadını beğenmediğim bitki çayları da
aslında çok da lezizmiş..

ara öğün yapmaya alıştım,
ne o öyle aç kal, aç kal, aç kal,
sonra bir anda hombili gırtlak
sonra ayıl bayıl
hiç hoş değil,
ofiste probiyotik yoğurdum, çiğ kuruyemişlerim her zaman hazır.
bir minik kutu da çantamda,
ne olur ne olmaz değil mi?

benim için çok çok çok zorken
her sabah 5 dk. daha lütfen diye ağlanırken
sabah 06:00'da kalkıp yürüyüşe bile başladım,
neden akşam sporu değilde sabahın köründe kalkıp spor yapıyorum,
bir başka yazımda anlatayım.
aslında daha bu sabah kalkıp yürüme işini
tamamen düzene oturtamadım
ama işte bikini programı sayesinde
o da olacak eminim.

ne yapamadın? diye sorsanız,
hele  ki şu güzel yaz mevsiminde
bir büyüğe sormayı bırakamadım
iş çıkışı haydi %100 gold diyen arkadaşlara hayır demeyi öğrenemedim
ve hatta arkadaşlarımı hiç yok yere suçlamayım
eve gidip Bal hadi kızım %100 gold vakti demeyi bırakamadım
ama önümüz kış elbet,
inanıyorum bu kış benim için bambaşka bir yaza gebe olacak.

insülin direnci, şeker hastalığı diyorsun
e bu yazıda tatlının şekerin adı geçmiyor derseniz
ben hiç tatlı ve şeker düşkünü olmadım,
zaten karbonhidrat vücutta şekere döndüğü için de bir hayli alıyormuşum,
arada bir bravo pastanesinden luv kaçamağı yapıyorum tabi ki ama
benim için hiç bir tatlı bir gül böreğinin yerini tutamaz..

annaneye gidince tam buğdaymış, bulgurmuş
yalan olmuyor mu?
oluyor tabi,
benim beyazcık ananem bana 85 yaşında mantılar yapar da
ben yüz mü çeviririm.
hoooop gömerim en güzelinden..
ama sonra bir kaç gün daha bir dikkat etmece.

tüm bu değişikliklerden sonra kilo verdim mi?
amacım kilo vermek olmadığı için, hayır
ama zaten hiç şişman olmadım,
boyum 1,63
bugüne kadar gördüğüm maksimum kilo 58,
güncel kilom 55,
bir kaç ay öncesine kadar oldukça da memnundum kilomdan lakin
şuan hedeflediğim ise 50,
ama temelde yağ yakmak tercih sebebi..

benim insülin direnciyle arkadaşlığım böyle,
neyse ki vücuduma, iç organlarıma çok zarar vermeden tanıştım kendisiyle,
ve hatta sağlıklı bir yaşam tarzı belirlemem konusunda ahbap olduk,
dostum diyemem açıkçası,
kilo almamı çok sağlamadığı ve hatta
kilo vermemi de majör olarak etkilemediği için düşmanım da değil,
ama kaliteli bir yaşlılığa giden yolda bir yol arkadaşı..

iyi birşeymiş gibi anlatmak da istemem,
çok tehlikeli, bir sonraki adımı şeker hastalığı olan bir yoldaş bana,
ama ben artık onunla kavga etmek yerine,
birlikte yol alarak sağlıkla yaşıyorum.

haydi gel gidelim, dirençlere gelesice insülin direncim,
ara öğün zamanı..


8 Ağustos 2015 Cumartesi

hayırlısı

biraz kırgınım bugünlerde
biraz da hüzünlü kimi zaman
yarım kalmış bir yanım
başlamadım, başlayamadım daha bikininin programına
ama hommili gırtlak yiyişlerde de değilim
sağlıklı beslenme programını uyguluyorum,
taze bademim, cevizim dolabımda..
sabah en azından yarım saat esneme egzersizlerimi yapıyorum
günde minimum 3 lt. alkali su da ok
gece 23:00'da yatamıyorum tam olarak
ama zaten 06:00'da da kalkmıyorum,
günde 7 saat uyku cepte,
çok sıcak değilse elbet..

biraz kırgınım bugünlerde..
çokça da incinmiş..
ve hatta incitmiş..
çoook çooooook çooooook üzgünüm bugünlerde..
avuçlarım hayal kırıklıklarıyla dolu..

her bitiş, bir başlangıç aslında..
hakkımızda hayırlısı..


3 Ağustos 2015 Pazartesi

I LOVE MY BODY! 1

Olmadı.
İlk günüm hayal ettiğim gibi olmadı.
Aslında güzel başlamıştı
Dün gece sassy suyumu hazırlayıp dolaba koymuştum.

Sabah 06:00da kalkıp
bir koca bardak limonlu suyumu içip
40 dk. Hafif tempolu yürüyüşümü Berna'cımla yapmıştık.
1 saat de yürürdüm ama işe yetişmem gerektiği için 40 dk. nın üzerine çıkamadım ki.
Tam planladığım gibi kahvaltımı da yapmıştım.
Ama öğle yemeği öncesi nefes egzersizlerimi yapmayı unuttum!
Öğle yemeğimi planladığım şekilde evden götürdüklerimle de yaptım.
Yine de iyi gidiyorum derken ofiste bir doğum günü kutlaması!
hiç korkmadım aslında!
zaten pasta, tatlı fln sevmem ki ben!
benim işim karbonhidratla!
derken bir baktım,
yıllardır heeep benim sevmediğim pastaları alan sevgili arkadaşlarım
ilk kez ciddi olarak sağlıklı beslenmeye başlamamın ilk gününde önüme en sevdiğim pastayı koydular!
Hainler! (gerçek anlamıyla değil tabi, çok seviyorum hepsini)
hayır bir de dedim ya ben öyle pasta neyim sevmem
epi topu bir tane var sevdiğim pasta
o da Reyhan Pastanesinin nescafeli krokanlı olan
dayanamadım!
yedim!
küçük ama
küçücük bir dilim pasta yedim!
püf sizi affetmicem kızlar!

neyse ben gideyim suyumu içeyim.
olmadı akşam da yarım saat çıkayım koşu bandına
nereden kotarırsam kardır sonuçta değil mi?

bir de şimdi arkadaş grubundan mesaj geldi,
yarın sahilde bira mı içsek diyorlar.
ah bikini ahh
çok zormuş hakikaten.


31 Temmuz 2015 Cuma

hazırlık listem

neye karar vermiştik?
ağustos başı ile bikininin I LOVE MY BODY! programına başlayacaktık.
e bugün 31 temmuz.
hiç bir şey kalmadı.
bu zamana kadar ne yaptık?
dün 2 koca tabak mantı yedim.
bir önceki gün iyi ki tanıştık sevgilim dedim
bir büyüğe selam verdim.
bir önceki gün gece yarısı bir tencere makarnayı hüplettim.
bir önceki gün bir tepsi gül böreğini mideye gömdüm.
hafta sonunu anlatmak güç.
tabi yakın geçmişte dostlarla yapılan bol eğlenceli bir de bayram tatili vardı.
yani bolca yedim.
bolca içtim.
günlük 4000 adımın üzerine çıkmadım.
esnemeyi geçtim,
mümkün olduğunca az hareket ettim.
yani I LOVE MY BODY! demeden
i love eating, drinking, have fun with friends and passivity dedim.
karbonhidrat aşığı bir kadın olarak
mümkün olduğunca kendimi karbonhidrata doyurdum.

bu hafta sonunu da dostlarla bol yemeli içmeli geçiririz.
hatta pazartesi olmadan bir de burger king çılgınlığı yapmak istiyorum.
bikini bu yazdıklarımı görse;
seni beni boşuna okumuşsun canım der heralde:)
ama bunlar hazırlığın maneviyatı benim için
hazırlığın motive eden kısmı.

sonra ağustos ayının ilk pazartesi gelecek
ve bambaşka bir güne uyanacağım ben.
hem de saat 06:00'da!
I LOVE MY BODY! diyerek ve gülümseyerek.

tabi tam da bu tarihten önce bir de alışveriş listesi hazırlamak gerek.
kış hazırlığı için kampanyadayken koşu bandını aldık.
ama kurulum sırasında priz ayrıntısını düşünemediğim için bir uzatma almak gerek.
gerçi ağustos ayında sahilde yürümeye devam ederim diye düşünüyorum
ama olsun kışa hazır olalım.
sassy su için taze zencefil bulmak gerek.
evdeki cipslerin, kurabiyelerin yerini sağlıklı atıştırmalıklarla, bol sebzeyle doldurmak gerek.
anneye söylemek; kışlık bamya ve taze fasülye hazırlığını yaptırmak gerek.
kışlık domatesi de unutmamak gerek.
o büyüklerin, kırmızıların yerine taptazecik bitki çayları koymak gerek.
odayı teknolojiden steril bir hale getirmek için bir çalar saat almak gerek.
mantıların, makarnaların yerine protein ağırlıklı besinler koymak gerek.
pilates malzemelerim eksiksiz ama
şu koca göbekten kurtulmak için bir hullohop eğlence takvimi hazırlasam o da güzel olur belki.
hatta bir kaç inceltici yağın mucizesine inanıp evi aromatik yağlarla da doldurayım.

iyisi mi ben gidip hazırlıklarımı tamamlayayım.
şurada pazartesiye ne kaldı ki.

yazıyı tamamlamadan
aklıma da gelmişken
bir de bikiniye sorayım o adımsayarı nereden almış, markası neymiş, memnun muymuş.
teknolojiden steril hale gelmek, biraz da buydu değil mi?


29 Temmuz 2015 Çarşamba

bikiniyle tanıştım ben!

Bir blogla tanıştım.

bikiniprojesi.blogspot.com.tr

nasıl sevdim, nasıl sevdim.
itiraf etmeli önce çok sevdiğim bir ablam sandım.
esprili dili, yaşantısı çok benzerdi.
bayıldım, nasıl bayıldım.
en baştan, taaa baştan okudum.
çok güldüm, çok eğlendim.
bir de çok çok çok üzüldüm.
o yazmış gözyaşlarıyla belli,
ben okudum belli belirsiz gözyaşlarıyla.
sonra daha çok, daha çok sevdim.
içindeki yaşam aşkına hayran kaldım.
#direnbikini dedim içimden defalarca,
gülümse bikini..

motive oldum.
son iki yazımdaki mazeretler hafifledi.
istikrarsızlığım kırıldı sanki.
kendime onun anlatıları ve tecrübelerinden bir I LOVE MY BODY! programı yaptım.
insülin direncimi unutmadım tabi programı yaparken.
onun tecrübelerini kendi gerçeklerimle harmanladım.
işte böyle bir şey çıktı;
teşekkürler bikini.

25 Temmuz 2015 Cumartesi

mazeret

İnsan fırsatların gelmesini bekler ,
Fırsatlarda insanın gelmesini..
Fırsatlar bekler,
İnsanlar bekler.

Kazanan hep mazeret olur.

Bu sefer mazeret kazanmayacak.
#direnbaşak

24 Temmuz 2015 Cuma

mutlucuk perisinin karar günlüğü

istikrarlı değilim.
biliyorum.
kabul ediyorum.
bugüne kadar 47931 kez spora başladıysam
47932 kez bıraktım.
belki de kaldığım yerden +1 olacak;
47932. kez başlayıp
47933. kez bırakacağım.

tıpki spor geçmişim gibi diyet geçmişim de aynı.
istikrarsız.
neyse ki hayatımın hiç bir döneminde kilo problemim olmadı.
aslında gerçek anlamda diyete de başlamadım hiç.
ama ne zaman sağlıklı beslenmek için bir program yapsam
gözümün önünde makarnalar börekler döner benim.
tatlıyla hiç aram yok,
ama insülin direncim var,
yani bir ayağım tip 2 şekerin içinde,
hani o makarnayı yemesem,
hadi yedim, bari tam buğdaylı, az soslu yesem?
olmaz illa sosa yağa bulanacak
sonra tabi koca bir göbek
yemek sonrası bayılan bir mutlucuk perisi..

tabi bir de yaşım 30.
metabolizma gün geçtikçe yavaşlıyor
ama dedim ya
istikrarlı değilim..

bu yüzden ki hep bir araştırma halindeyim.
google geçmişimi görseniz;
- spor motivasyonu
- erken kalkmak için yöntemler
- diyet makarna tarifleri
ama deniyorum en azından
spor ya da diyet yapmayı denemiyorum üstelik
sağlıklı beslenme ve düzenli sporu hayatımın bir parçası yapmayı deniyorum.
biliyorum bir yöntem var
ve ben deneye yanıla bulacağım..

bu yazının konusu tam da bu son denemem işte..
defalarca spor salonuna yazıldım,
en afillisinden en sefiline, inanın
ama plaza insanı olmayı beceremediğim gibi
spor salonu insanı da olamadım hiç
sahilde yürüyüşleri severim mesela
çok da şanslıyım ki ülkemin en keyifli şehrinde yaşıyorum
ama yürüme yollarında çiğdem çitleyerek gezinenlerin arasında yürümek istemiyorum mesela.
tam da bu yüzden sevgili dostum "EDE"nin motivasyonuyla sabahları 6 da sahilde yürümeye başladım.
kolay değil tabi ki,
sabah 6:00'da kalk
06:05'de evden çık
06:15'de arabayı sahilde otoparka parket
ve huzur
yürü
egenin o güzel denizine nazır yürü
yürü
5.5 km. sonra 07:15'de arabaya bin
07:30'da eve gir
hazırlan
08:15'de evden çık
08:30 iş hayatı başlasın

bunu zamanla alışkanlık haline getirmeye başladıkça
keza arada belimi vs. incittim ara vermek zorunda kaldım.
kışı düşünmeye başladım,
kışın o karanlığında soğuğunda yürünür mü dedim kendime
yıllardır almak istediğim ama kullanmam atarım bir köşeye dediğim koşu bandını aldım
evet evet aldım
yarın kargodan teslim alacağım

ve bir karar verdim.
01.08.2015 bir milat
her sabah 06:00'da kalkıp yürüyüşe devam edeceğim
ama evde olacağım için pilates yapmak için de fazladan 45 dk. olacak.
pilates programım bile hazır
ama o bir başka yazının konusu olsun

bir de beslenme programım var
o da bir başka yazının programı

bu bir karar yazısıdır.
spor ve beslenme konusunda istikrarlı olamayan bir kadının
sonu belki gurur belki utançla bitecek bir karar yazıdır.

buradan her günümü tek tek paylaşacağım.
umuyorum ki;
yarım kalan, bırakılan, istikrarsız bir blog yazısı olmaz.

sen sevgili saklı okuyucu,
eğer sende benim gibi istikrarsız ve mutsuz biriysen
haydi hiç bekleme
katıl bana.






Yayla Çorbası

****vanilyatarcin.blogspot.com adlı bloğumdan aktarılmıştır.

Ben küçükken hiç çorba sevmezdim,
Annem zorla yedirmeye çalışırdı,
Şımarık şımarık püskürtürdüm,
Zaten ağzımı bir kapattım mı,
Kerpetenle bile açmak mümkün değildi..

Sonra büyüdüm,
Ağzımın tadı da, alışkanlıklarım da değişti..
Çorbayı, hele de soğuk kış günlerinde sıcak çorbayı sevmeye başladım zamanla..
Hatta eskiden ağzıma koymadığım bir çok yemeği yemeye başladım..
Çorbayı sevdikçe,
Tariflerime ve mutfağıma da ekledim bir çok çeşidini..

Bizim şirkette de çorbaları güzel yaparlar,
Bir tanesi hariç,
Yayla çorbası..
Ben yayla çorbasını bol yoğurtlu ve ekşili severim..
Geçen gün yemeğe çıktığımda menüde yayla çorbasını görünce
"Ama ben kendi yaptığım yayla çorbasından istiyorum!" diye söylenmelerimin üzerine,
Arkadaşlarımdan biri,
"Bana da verir misin şu çok övdüğün tarifi,
Benim kız çorbayı çok seviyor, bakalım övdüğün kadar var mıymış" deyince
Tarifi hem onunla paylaştım,
Hem de bugün eve gelir gelmez kendime o pişirdim..
İşte tarifi;

2 lt. ayran
3 kaşık yoğurt
1 kaşık un
1 yumurta
1 çay bardağı pirinç
2 yemek kaşığı tereyağı
Kırmızı biber, nane ve tuz




Un, yoğurt, yumurta ve pirinç bir tencerede karıştırılır, orta ateşe konulup devamlı karıştırılırken ayran da üzerine eklenir..
Kaynayıncaya kadar hep aynı yönde tahta kaşıkla karıştırılır..
Kaynadıktan sonra küçük ateşe alınır ve pirinçler uzayıncaya kadar pişirmeye devam edilir..
Farklı bir tavada tereyağı içinde kırmızı biber ve nane yakılır ve çorbaya karıştırılır..
En son tuz eklenir ve sıcak sıcaaak sevgiyle servis edilir..


Resimde gördüğünüz İzmir'e özel kimi yerde eroin, kimi yerde atom, kimi yerde de terleten olarak anılan rakı dostu mezenin tarifini de daha sonra bir rakı masası muhabbetinde veririm:)

Hayatınızdan vanilya kokusu eksik olmasın :)

Sevgiler,
mutlucuk perisi

Zeytinyağlı Enginar

****vanilyatarcin.blogspot.com adlı bloğumdan aktarılmıştır.

Yazdığım tariflere baktım da 
Çoğunda Zeytinyağlı etiketi var..
Oysa çok değil, bunda daha bir kaç yıl öncesine kadar
Değil zeytinyağlı enginarı, barbunyayı
Zeytinyağlı salata bile yemezdim ben..

Şimdi ki bu zeytinyağlı tutkum,
Aslında Sevgili Teyze S. nin eseridir,
En çok onun elinden yediğim zeytinyağlılarla sevdim ben bu enfes yemekleri..
Sonra zamanla onun tariflerine kendi damak tadımı ve tabi ki o enfes özenimle büyüleyici sevgimi kattım..
Ortaya mutlucuk perisinin büyülü sofraları çıktı..
İşte o büyülü sofralardan bir tarif,

Zeytinyağlı Enginar,



5 adet enginar göbeği
1 minik havuç,
1 ufak patates,
1 soğan,
1 tatlı kaşığı un,
2 kesme şeker
1 kahve fincanıı halis zeytinyağı
ve isteyene 1 kaşık bezelye ( ben  bezelye sevmediğim için kullanmıyorum.)
Yarım limon

Zeytinyağını tencerede kızdırın, soğanı azcık pembeleşene kadar kavurun.. Üzerine havuç ve (tuzlu suda nişastasını attırdığınız) patatesi ekleyerek kavurmaya devam edin.. Kavrulan sebzelerin üzerine enginarları, limonu, unu ve zeytinyağlının vazgeçilmezi şekeri ekleyerek kısık ateşte malzemeleri çevirin.. 

Ben pişirmede Tefal'in NutriCook düdüklü tenceresini kullanıyorum. Ortalama 20 dk. bir pişirme süresinin sonunda enginarımız eşsiz lezzetiyle pişmiş oluyor.. Soğuduğunda enginarların göbeğine garnitürlerimizi doldurup üzerine dere otuyla servis ediyoruz.. 

Aman diyip o leziz suyunu boşa harcamayın, özellikle rakı sofrasında o suya ekmek batırmak dünyanın en harika keyiflerinden biri.. Unutmayın, yemeğe koyduğunuz sevgi en çok suyunda var:)

Mutfağınızdan vanilya kokusu eksik olmasın..

Sevgiler,
mutlucuk perisi